14 Mart Tıp Bayramı
BASIN AÇIKLAMASI 14 Mart kutlu olsun. Bu sene buruğuz. Bu nedenle çelengimiz siyahtır. Siyah rengini öncelikle pandemide kaybettiğimiz meslektaşlarımızın anısına adıyoruz. Çok insanımızı kaybettik çok da arkadaşımızı. Allah rahmet eylesin. Siyah rengin başka manaları da var tabii ki. Buruğuz çünkü bu milletin içinden çıkmış, halkın bir parçası olan biz doktorlar ve sağlık çalışanları öncelikle herkes gibi ülkemizde işlerin yolunda gitmediğinin farkındayız. Peki işleri kim yoluna koyacak? Tabi ki her işi o işin bilenleri yoluna koyar. Biz de bu sağlık işinin bilenleriyiz ve buradayız. Bir yere gittiğimiz yok. Ama durumu görüyoruz, itirazlarımızı ve önerilerimizi yapmak zorundayız. Yoksa boşuna mı hoca, doktor, uzman diyorlar. Bu ünvanları bize devletimiz uzun bir eğitimin sonunda verdi ve halkımız da hergün bize böyle hitap etmeyi uygun görür. Kimse hergün hasta bakan, hergün vatandaşla birebir temasta bulunan, sırça köşklerde değil hastanın yanıbaşında, işte burada sokakta bulunan doktorların ve sağlık çalışanlarının kendi işlerinde ne yapacaklarını, bu işi nasıl kurtaracaklarını bilmediğini sanmasın. Mesleğimiz bir öneri mesleğidir. Hasta derdi karşısında bizim önerilerimizi almaya gelir. Ve doktorlar kendisi de herkes kadar vatandaş, herkes kadar vatansever, herkes kadar inanan, herkes kadar hakkaniyetli, anne, baba, evlat olduğu için ve tabii ki görevi olduğu için hastasını dinler ve önerilerini bildirir. Mesleğimiz öneri mesleğidir, verdiğimiz hizmet zaman ayırmayla yakından ilglidir. Hastanın bizden almak istediği, alması da gereken şey fikrimizdir, zamanımızdır. Biz onların yerine vücutlarının ihtiyacını anlamaya çalışan profesyonelleriz. Doktorlar muayeneye 5 dakika yetmez diyor, vatandaşlar da aynısını söylemiyor mu? Evet aynı fikirdeyiz. Yani aynı taraftayız. Peki neden olmuyor? İşte burayı vatandaş bizim gibi bilenlerden dinlemelidir. Her işi bilene sormak lazım değil mi? Çok basitçe anlatmaya çalışalım. öncelikle doktor sayımız azdır, Avrupanın kişi başına en az doktoru olan ülkesiyiz. OECD ülkelerinde sondan 3.yüz. Olan doktorumuzu da etkin kullanamamaktayız. 1. Basamak hizmetlerimiz angaryaya kurban edilmiştir. Tıp fakültelerimiz ve eğitim hastanelerimiz hasta yükünü çekmek için kullanılmakta ve bu durum eğitim kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Performans sistemi artmış iş yükü nedeniyle sorumluluk almayı zorlaştırmakta, iş barışını bozmaktadır. Sağlığa ayrılan bütçe de kendi milli gelirimize oranla azdır. OECD ülkeleri ortalama 100 lirasının 10 lirası sağlık bütçesine ayırırken bizde 4.5 liradır. Dediğimiz gibi mesleğimiz temelde bir öneri mesleğidir. Ancak bu öneriler arasında hayati müdahaleler ve ameliyatları yapmak da görevlerimiz arasındadır. Öneriler kurumsal ve kişisel olarak güven ve itibar olmadan objektif olarak yapılamaz. Güvensiz bir ortamda doktor gerektiği kadar sorumluluk alamaz, birçok işlemi ve ameliyatı gerçekleştiremez. Kısaca güven olmadı mı hasta bizden faydalanamaz. Yıllardır yapılan itibarsızlaştırma politikaları ve maalesef doktorun işini yönetme çabasının amacı daha kısa sürede daha çok hasta baktırmaya odaklıdır. İşte bu amaç hasta doktor geriliminin ve artan şiddetin birinci nedenidir. Yaptığımız iş değersizleştirilmiş ve sonucu sağlık çalışanına şiddet, hastaya ise ilgisizlik olarak hergün karşımıza çıkmaktadır. Ortamdaki güvensizlik ve itibarsızlık sorunu uzmanlık seçimlerinde genel cerrahi, kadın doğum, dahiliye ve çocuk hastalıkları gibi branşların tercih edilmemesine neden olmaktadır. Kalp damar cerrahisi ve beyin cerrahisi gibi çok uzun meşakkatli branşların tercih edilmeme sorunu çok daha uzun zamandır izlenmektedir. Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde ve sınıra yakın şehirlerde sağlık turizmi önemli bir döviz kapısı olmuştur. Kulağa hoş geliyor değil mi? Fakat yabancı ülkelere ucuz gelen bu hizmetlerimiz nedeniyle de vatandaşımızın ulaşabildiği doktor sayısı azaldı. Yıllardır konuşulan domatesin iyisini avrupaya yolluyorlar bize kötüsü geliyor muhabbetine ne kadar benzedi değil mi? Vatandaşımıza geri kalanlar mı reva görülüyor? Bir de şimdi doktorlarımızın yurt dışına gitme muhabbeti çıktı. Sakın giderse gitsinler demeyin. Bunu bizim gibi bilenlerden dinleyin. Siz sayın meslektaşımlarım, sayın vatandaşlar yurt dışına çalışmaya giden yaşını başını almış çoluk çocuğu başında tanıdığınız doktor var mı? Yoktur. Gidenlerin hepsi genç. Neden? Çünkü çok kıymetliler. Ve kıymet verilen yere gitmek istiyorlar. Kıymetini vermezseniz durduramazsınız. Hala daha duayenlerin çabasıyla ayakta duran sağlık eğitim sistemimiz ve dünyanın hiç bir yerinden eksiği olmayan pırıl pırıl genç doktorlarımız adeta Avrupa için bir altın madenidir. Biz doktorlar başka milletten değiliz. Biz buralıyız, buradayız. Ama bilenler olarak söylemek zorundayız bu çocukları bu şartlarda tutamayız. Hepimiz genç doktorlara muhtacız. Evet onlara muhtacız. Bir zamanlar ülkemiz buğday deposu diyorduk, belki öyle sanıyorduk bakın ne oldu şimdi? Birçok şeyi ithal ediyoruz. Ama ürettiğimiz hizmet Avrupa için revaçta olan bir ihraç malı haline geldi. Ülkemizde herkes ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır. Doktorların aldığı para mevzu bahis edilerek hedef şaşırtılmaya ve doktor üzerinde baskı kurulmaya çalışılıyor. Asıl sorun çalışma şartlarıdır. Emeklilik şartlarıdır. Bizim için tuzu kuru diyorlar bazıları belki neden konuşuyor diyorlar. O zaman soruyoruz. Konuşmayalım da, bildiğimizi söylemeyelim de asgari ücretle geçinemeyen vatandaşın da duygularına tercüman olmayalım mı? Haksızlık olmaz mı? Herkes kendi mesleği için en iyisini bilir. Sendikalar ve meslek odaları çatısı altında tüm vatandaşların ve tabii ki doktorlarımızın yasal haklarını kullanma, kurallara uygun toplantı yapma ve grev haklarını destekliyoruz. Çünkü bu kanunlar ve kurallar hakkaniyetli ve barışçıl yaşamamızın teminatı olarak hepimizin hakkı ve sorumluluğudur. Biz Rize Artvin tabipler odası olarak bu sene 14 mart tıp bayramını sağlık politikalarının dününü, bugününü ve yarınını konuşarak öngörülerimizi yapma sorumluluğu içerisinde geçirmeyi uygun gördük. Tıp bayramınız kutlu olsun. |
1007 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |